Çalışanın Kurumsal E-Posta Adresinin Denetlenmesine İlişkin 12.01.2021 Tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı’na İlişkin Değerlendirmemiz
Çalışanın Kurumsal E-Posta Adresinin Denetlenmesine İlişkin 12.01.2021 Tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı’na İlişkin Değerlendirmemiz
Anayasa Mahkemesi 14.10.2020 tarihli kararında iletişim araçlarının denetlenmesi için meşru bir gerekçe bulunması ve iletişimin denetlenebileceğine ilişkin önceden tam ve açık bir bilgilendirme yapılması gerekliliklerine vurgu yaparak ihlal kararı vermişti. Mahkeme, 12.01.2021 tarihli kararında ise, e-posta hesabı üzerinden yapılan iletişimin denetlenmesi ve iletişim araçlarının kullanım koşullarına ilişkin olarak önceden tam ve açık bilgilendirme yapılması halinde incelemeden önce ayrıca rızanın alınmasının beklenmeyeceği ve işverenin yaptığı denetimin amacına uygun olduğuna hükmederek işverenlerin, çalışanların iş bilgisayarları ile e-postalarını inceleme yetkisinin sınırlarını netleştirmiştir.
Karara Konu Olayın Gelişimi ve Kararın Özeti:
01.2021 tarihli karara konu olayda özetle, başvurucu özel bir bankada belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışmaktadır. Çalışana kurumsal bir e-posta hesabı tahsis edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesinde çalışanın kurumsal e-posta hesabını yalnızca iş amaçlı kullanmakla yükümlü olduğu, hesabın içeriğinin banka yönetimi tarafından haber verilmeksizin denetlenebileceği, personelin bu konuda itirazının olmayacağı düzenlenmiştir.
İşyerinde, başvurucunun eşi üstüne kayıtlı bir işletmede çalıştığı iddiası üzerine müfettiş incelemesi yapılmıştır. İnceleme sonucu başvurucunun eşine ait işletme üzerinden mesai saatleri içinde ticari faaliyette bulunduğu ve bu nedenle asli görevini ihmal ettiğini kanıtlar nitelikle yazışma ve belgelere ulaşılmış ve bu yönde rapor düzenlenmiştir. Sonrasında başvurucunun iş akdi yazılı bildirimle feshedilmiş ve çalışan bunun üzerine işe iade davası açmıştır.
İlk derece mahkemesi, başvurucunun mesai saatlerinde özel işleriyle ilgilendiğinin sabit olduğu ve bu durumun iş sözleşmesine aykırılık teşkil ettiğinden bahisle davayı reddetmiştir. Başvurucu özel hayatın gizliliği hakkının ihlali iddiasıyla karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuşsa da Bölge Adliye Mahkemesi istinaf itirazının reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.
Kararın kesinleşmesinin ardından Anayasa Mahkemesi’ne özel hayatın gizliliği hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlali iddiasıyla bireysel başvuruda bulunulmuştur. Anayasa Mahkemesi, çok sayıda çalışanın olduğu ve kurumsal olarak finans hizmeti veren işverenin, kurumsal e-postanın iletişim akışına ve içeriğine erişilecek şekilde kullanıma sunulmasının işveren bakımından meşru bir menfaat teşkil ettiği < iş sözleşmesinde başvurucuya tahsis edilen e-postanın sadece iş amaçlı kullanılacağı ve banka tarafından haber verilmeksizin denetlenebileceği hususunun düzenlendiği göz önüne alındığında > ayrıca bu yazışmaların yalnızca yargı sürecinde kullanılmasının da işverenin elde ettiği verileri amacına uygun kullandığını gösterdiği gerekçesiyle başvuruyu reddetmiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, “”“Kişisel Verilerin Korunması ve Haberleşme Hürriyetine””” yönelik iletişimin denetlenmesi suretiyle yapılan müdahalelerin meşruiyeti açısından bazı kıstasların uygulanması gerektiğine yer vermiştir:
1. İletişim araçlarının ve içeriklerinin incelenmesinin haklı olduğunu gösteren meşru gerekçeleri olup olmadığı denetlenmelidir. Bu denetlemede iletişim akışı ile iletişim içeriklerinin denetlenmesi bakımından ayrım yapılarak içerik denetimi için daha ciddi gerekçeler gerekmektedir.
2. İletişimin denetlenmesi ve kişisel verilerin işlenmesi süreci şeffaf şekilde gerçekleştirilmeli ve süreçle ilgili çalışanlar önceden bilgilendirilmelidir.
3. Müdahale, ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olmalı ve elde edilen veriler hedeflenen amaç doğrultusunda kullanılmalıdır.
4. Müdahalenin gerekli kabul edilebilmesi için orantılılık, gereklilik ve ölçülülük hususları değerlendirilmelidir.
5. Müdahalenin çalışan açısından etkisi ve sonuçları göz önüne alınarak menfaat ve haklar dengesi sağlanmalıdır.
Değerlendirme:
Anayasa Mahkemesi’nin anılan kararlarına göre işverenler, çalışanın aydınlatılması ve bu yönde muvafakatinin alınması şartıyla, kurumsal haberleşme araçları ve içeriklerini gerektiğinde denetime tabi tutabilirler. Ancak her ihtimalde, işveren müdahalesinin meşru bir amaç doğrultusunda menfaat dengesi, gereklilik, elverişlilik, orantılılık, ölçülülük ilkeleri gözetilerek gerçekleştirilmesi ve elde edilen verilerin meşru amaçla kullanılması gerekmektedir.