Miras Hukuku Yazı Dizisi II:
Vasiyetname, Miras Sözleşmesi ve Miras Planlaması
Miras Hukuku Yazı Dizisi II:
Vasiyetname, Miras Sözleşmesi ve Miras Planlaması
Malvarlığının paylaşımı kimi zaman mirasçılar arasında anlaşmazlıklara yol açabilmekte, arzulanmayan sonuçlar doğabilmektedir. Bu nedenle birçok kişi, ölüme bağlı tasarruflarda bulunarak mirasının nasıl paylaşılacağını sağlığında kararlaştırmayı tercih eder. Buna göre kişiler sağlıklarında, mirasçılar arasındaki olası uyuşmazlık ihtimalini bertaraf etmek ve sair sebeplerle, şahsi arzularına göre miras planlaması yaparlar. Miras planlamasının gün geçtikçe daha çok sayıda insan nezdinde önem kazandığı görülmektedir.
Miras Hukuku Yazı Dizisi’nin bu ikinci yazısında, miras planlamasına dair kritik bazı hukuki kavramları inceleyeceğiz.
I. Ölüme Bağlı Tasarruflar Nelerdir?
Ölüme bağlı tasarruflar miras bırakanın ölümünden sonra sonuç doğuracak ve arzularını içeren hukuki işlemlerdir. Hukukumuzda vasiyetname ve miras sözleşmesi olmak üzere iki ayrı şekilde düzenlenebilmektedir.
II. Vasiyetname Nedir, Nasıl Düzenlenir?
Vasiyetname, kişinin [miras bırakanın] son istek ve arzuları ile mirasının paylaşım esaslarını belirleyen yazılı belge yahut miras bırakan kişinin sözlü beyanıdır. Vasiyetnameler, yöneltilmesi gerekli olmayan irade beyanı ile yapılan, tek taraflı ölüme bağlı tasarruflardır.
Vasiyet, resmî şekilde veya miras bırakanın el yazısı ile ya da sözlü olarak yapılabilir. Resmi vasiyetnamenin geçerliği noterde yapılmasına bağlıdır. Ancak resmi şekilde şart değildir; kişi kendi el yazısı ile bir kâğıda yahut defter gibi bir başka metin üzerine de vasiyetnamesini yazabilir. Yine, olağanüstü durumlarda kişinin sözlü olarak vasiyetname düzenlemesi mümkündür.
III. Miras Sözleşmesi Nedir, Nasıl Düzenlenir?
Miras sözleşmesi, kişinin vefatından sonra hüküm doğurmak üzere sağlığında yaptığı sözleşmelerdir. Olumlu ve olumsuz miras sözleşmesi olarak iki türü bulunmaktadır. Olumlu miras sözleşmesi ile, miras bırakan, mirasını veya belirli bir malını karşı tarafa veya üçüncü kişiye bırakma yükümlülüğü altına girmektedir.
Olumsuz miras sözleşmesinde ise, miras bırakan tarafından bir miras hakkı ortadan kaldırılmakta, mirasçı miras hakkından kısmen veya tamamen vazgeçmektedir. Bu nedenle, buna mirastan feragat sözleşmesi de denilmektedir.
IV. Miras Sözleşmesi ile Vasiyetname Arasında Ne Gibi Farklar Vardır? Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?
Vasiyetname miras bırakanın tek yanlı iradesi ile düzenlendiğinden kişi, bunları ölümüne kadar her zaman serbestçe geri alabilir. Buna karşın, miras sözleşmesi iki taraflı hukuki işlem olduğundan, istisnai durumlar dışında bunlardan tek taraflı olarak geri dönülemez.
Miras sözleşmesinden vazgeçilmesinin daha güç olması bir dezavantaj gibi görünse de, mirasçının da işlemin tarafı olması ve iradesinin kayıt altına alınması, mirasın açılmasından sonra yaşanabilecek olası ihtilafları en aza indirecektir. Zira yalnızca miras bırakandan sadr olan vasiyetnamenin aksine, mirasçının bizzat katıldığı ve onayladığı bir tasarrufa muhalefet etmesi çok daha güçtür.
Dahası, şekil açısından da miras sözleşmesinin güvenli olduğu rahatlıkla söylenebilir. Zira miras sözleşmesinin resmi vasiyetname şeklinde yapılması gerekir. Resmi bir makamın [noter] katılımıyla yapılan bu tasarrufun zayi olma, tahrif edilme yahut kaybolma olasılığı yok denecek kadar azdır.
V. Şarta Bağlı Vasiyetname Düzenlenmesi Mümkün müdür?
Miras bırakan, ölüme bağlı tasarrufunda, bu tasarrufun hüküm ve sonuç doğurmasını veya doğmuş olan hüküm ve sonucun ortadan kaldırılmasını belirli bir olaya [şarta] bağlayabilir. Hukuka veya ahlaka aykırı olmadıkça, şarta bağlanmış bu tür tasarruflar geçerlidir.
VI. Vasiyetnameden/Miras Sözleşmesinden Vazgeçmek [Dönmek] Mümkün Müdür?
Gerek vasiyetnameden gerekse miras sözleşmesinden dönmek mümkündür. Vasiyetname tek taraflı bir işlem olduğundan, miras bırakan vasiyetnamesinden her zaman kolaylıkla vazgeçebilir. Bu vazgeçme daha sonra yapılan bir ölüme bağlı tasarrufla [yeni bir vasiyetname ya da miras sözleşmesi] olabileceği gibi, vasiyetnamenin yok edilmesi yahut vasiyet olunan şey üzerinde daha sonradan vasiyetle çelişecek sağlar arası bir tasarrufta bulunulması şeklinde de olabilir.
Öte yandan miras sözleşmesinden tek taraflı olarak vazgeçilmesi, istisnai haller dışında, mümkün değildir. Miras sözleşmesi, her sözleşme gibi, tarafların yazılı anlaşmasıyla her zaman ortadan kaldırılabilir. Kanunda ayrıca, [i.] mirasçılıktan çıkarma sebeplerinden birinin bulunması ve [ii.] sözleşmede bir ivaz [karşılık] kararlaştırılmış ise bunun yerine getirilmemesi hallerinde miras bırakana sözleşmeden tek taraflı olarak dönme hakkı tanınmıştır.
VII. Mirasın, İlk Mirasçıdan Sonra Kime Geçeceği Belirlenebilir mi?
Miras bırakan, vasiyet alacaklısı veya iradi mirasçı atarken mirasın ilgili kısmının atadığı kişiden sonra kalacağı kişi ve kişileri de belirlemek isteyebilir. Bu durumda hukukumuzda art mirasçı atama imkânı öngörülmüştür.
Miras bırakan art mirasçı atarken bir ön mirasçı bir de art mirasçı belirleyerek mirasın önce ön mirasçıya, onun ardından art mirasçıya geçmesi yönünde tasarrufta bulunabilir. Ancak mirasın art mirasçıdan sonra kime geçeceği konusunda tasarrufta bulunulması mümkün değildir.
VIII. Miras Payları Üzerinde Tasarruf Etmeksizin, Malvarlığının Ne Şekilde Paylaşılacağı Belirlenebilir mi?
Miras bırakan mirasının ne oranda ve kimler arasında paylaşılacağı konusunda tasarrufta bulunabileceği gibi, ne şekilde paylaşılacağı, hangi malın/hakkın kime verileceği konusunda da düzenleme yapabilir. Hatta, miras bırakan vasiyetinde örneğin “Bodrum’daki yazlığımı kızımı Ayşe’ye bırakıyorum” şeklinde bir ifadeye yer vermiş ise, bu ifade kural olarak ‘kızına yasal miras payına ek olarak yazlığın bırakıldığı’ şeklinde değil; ‘paylaşımın yazlık kızına düşecek biçimde, onun miras payından sayılmak üzere’ yapılmasının arzulandığı şeklinde yorumlanır.
Ölüme bağlı tasarrufta bu gibi paylaştırma kuralları öngörülmesi gerek malvarlığının korunması gerekse paylaşımda çıkacak ihtilafların en aza indirilmesi bakımından oldukça yararlı olacaktır. Zira belirli bir miktar para dışında kalan ev, araba vb. malvarlıklarının mirasçılar arasında nasıl paylaşılacağı hususunda anlaşma sağlanamadığı takdirde; bu şey satılarak elde edilen paranın paylaştırılması söz konusu olmaktadır.
IX. Birkaç Nesli Kapsayacak Şekilde Miras Planlaması Yapmak Mümkün Olabilir mi?
Hukukumuzda yalnızca tek dereceli art mirasçı atama olanağı bulunduğundan, birkaç kuşağı kapsayacak şekilde art mirasçı atanması mümkün değildir. Hatta miras hukukumuzun izin verdiği aile vakıflarına dahi bu şekilde miras özgülenemez.
Dolayısıyla birkaç kuşağı kapsayacak şekilde miras planlaması yapmak isteyen miras bırakanın, art mirasçı atama işleminin yanı sıra “Aile Anayasası” düzenlemek gibi sağlar arası hukuki işlemlerde bulunması miras planlaması açısından olanakları genişletecektir.
X. Aile Anayasası Nedir?
Aile anayasası, özetle aile fertlerinin, kendi aralarında ve aile şirketiyle kurdukları ve kuracakları ilişkileri tanımlayan ve düzenleyen kurallar bütünüdür. Kamuoyunda aile şirketi olarak bilinen şirketlerde sıklıkla görülen aile anayasaları, çoğunlukla ailenin şirket yönetimi üzerindeki etkisinin esaslarını ve usullerini belirlemektedir. Türk Borçlar Kanunu’nda özel olarak düzenlenmeyen aile anayasalarının bağlayıcılığı, herhangi bir atipik/isimsiz sözleşme gibidir.
XI. Aile Anayasası Miras Planlamasında Nasıl Bir Rol Oynayabilir?
Aile Anayasası miras planlaması açısından önemli bir rol oynarken aile şirketlerinin sürdürülebilirliğine ciddi katkılar sunabilir.
Aile şirketlerinin kurucuları ve çoğunluk pay sahipleri, düzenleyecekleri aile anayasası ile miras hukukunda öngörülen ölüme bağlı tasarrufların imkân vermediği pek çok konuda tasarrufta bulunabilirler. Böylece, aile şirketinin ve ailenin malvarlığının uzun vadeli sürekliliğinin sağlanması mümkün hale gelmektedir.