Loader
  • 2022 February 28
  • 11 dakika okuma süresi
  • Dinle

Miras Hukuku Yazı Dizisi - V:
Vasiyetnamenin Açılması, Miras Payının Geçişi ile Miras Payına Müdahalede Hukuki Çareler

Miras Hukuku Yazı Dizisi - V:

Vasiyetnamenin Açılması, Miras Payının Geçişi ile Miras Payına Müdahalede Hukuki Çareler

Mirasın geçmesi özetle mirasbırakanın sağlığında kendi şahsi mülkiyetinde olan malların önce ölümünün ardından elbirliği ile mülkiyete konu olması, sonrasında da kurulan bu elbirliği ile mülkiyetin paylaştırılarak ferdi mülkiyete dönüştürülmesinden ibarettir. Kişi vefatına kadar mal varlığı üzerindeki bütün haklarını korumakta, gelecekteki mirasçılarının ise henüz bu mallar üzerinde herhangi bir hak sahibi olmak bir yana, mirasçı sıfatı dahi bulunmamaktadır. Ancak kişinin ölümü ile mirasbırakan ve mirasçı sıfatları gündeme gelir ve mirasçılar tereke üzerinde hak sahibi olurlar. Tam da bu sebeple, mirasın geçişi ve miras payına olası müdahaleler miras hukukunda en çok uyuşmazlığa konu olan iki kavramıdır.  

Miras Hukuku Yazı Dizisi’nin bu beşinci [V.] yazısında miras hakkının geçişi, ölüme bağlı tasarruflar ile miras payına müdahaleler ve bunlara karşı tanınan hukuki başvuru yollarını inceleyeceğiz.

I. Ölümden Sonra Vasiyetnamenin Açılması ve Devam Eden Süreçte Neler Olur? Vasiyetname Kimlere Bildirilir?

Mirasbırakanın ölümünden sonra vasiyetnameyi düzenleyen ya da saklayan makamların yahut mirasbırakanın evrakı arasında bulan kişilerin bunu derhal sulh hakimine teslim etmesi gerekir. Sulh hâkimi, vasiyetnameyi tesliminden itibaren 1 [bir] ay içerisinde açmakla yükümlüdür. Bunun için, vasiyetnamenin açılacağı günü tayin eder ve bu tarih adresi bilinen mirasçılara ve diğer ilgililere bildirilir. Belirlenen günde gelen mirasçılar ve ilgililer huzurunda vasiyetname açılır. Açılan vasiyetname, hâkim tarafından güvenilir bir yerde saklanır.

Vasiyetnamenin açılıp okunması hasımsız bir dava olmadığından taraf teşkilinin sağlanması, yani tüm ilgililerin bu davaya taraf gösterilmesi gerekir. Bu zorunluluk, özellikle mirasçı sayısının fazla ve tespitinin güç olduğu durumlarda vasiyetnamenin açılması sürecinin uzamasına neden olmaktadır.

Ayrıca mirasta hak sahibi olanlara, vasiyetnamenin kendilerine ilişkin olan kısımlarının onaylı bir kopyası hâkim tarafından tebliğ edilir. Bu kişiler, tasarrufun kendilerine bildirilmesinden itibaren 1 [bir] ay içerisinde itiraz haklarını kullanabilirler. Şayet bu süre içerinde itirazda bulunulmazsa, lehine tasarrufta bulunulan kimseye mirasçı ya da vasiyet alacaklısı olduğuna ilişkin resmi bir belge verilir. Böylece vasiyetnamenin açılması işlemi tamamlanmış olur.

II. Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisi Kimdir?

Vasiyeti yerine getirme görevlisi ölüme bağlı tasarruflar ile mirasbırakan tarafından veya mirasçıların isteğiyle mahkeme tarafından atanan, mirasbırakanın son isteklerini yerine getirmekle görevli olan kişiye verilen isimdir. Mirasçı listesi hazırlama, terekenin alacaklarını tahsil etme ve borçlarını ödeme, dava ve takiplerde terekeyi temsil etme ve terekeyi yönetme gibi pek çok iş vasiyeti yerine getirme görevlisinin görev alanındadır.

III. Miras Payı Mirasçılara Ne Zaman ve Nasıl Geçer?

Mirasbırakanın vefatı ile bir kül olarak tüm malvarlığı [terekesi] aktif ve pasifleriyle beraber mirasçılara geçer. Mirasçıların tereke üzerindeki ortaklığına el birliği mülkiyeti [iştirak halinde mülkiyet] adı verilir.

IV. Şirket Paylarının Mirasçılara Geçişi Nasıl Olur?

Bu sorunun yanıtı şirket türüne göre farklılık gösterir. Anonim şirket payları bakımından, miras yoluyla pay geçişinde pay sahipliğinden kaynaklı malvarlığı hakları derhal mirasçıya intikal ederken, genel kurula katılma ve oy hakları ancak şirketin onayıyla birlikte kullanılabilir. Öte yandan, kanuni ya da iradi bağlamdan kaynaklanan sebepler, şirket tarafından mirasçıya karşı ileri sürülemese de şirket, miras yoluyla devredilen payların gerçek değerini mirasçıya ödeme önerisinde bulunarak devri onaylamaktan kaçınabilir.

Limited şirketler bakımından da pay sahibinin ölümü halinde, murisin paylarının geçişinde genel kurulun onayı aranmaz. Paydan kaynaklı tüm hak ve borçlar ölüm ile mirasçılara geçer. Bunun için, veraset ilamı ile vasiyetname veya miras sözleşmesi yeterlidir. Ancak şirket, payları gerçek değeri üzerinden devralmayı teklif ederek mirasçıyı reddedebilir.

V. Yurtdışındaki malvarlıkları bakımından mirasın geçişi nasıl olur?

Miras, ölenin millî hukukuna tâbidir. Dolayısıyla, Türk vatandaşlarının mirası Türk Medeni Kanunu’na tabidir. Ancak yurtdışındaki malvarlıkları bakımından mülkiyetin ve diğer ayni hakların devrinde malın bulunduğu ülkede var olabilecek şekli şartlar ve düzenlemeler dikkate alınmalıdır. Bu durum külli halefiyet prensibinin bir istisnası olmayıp mirasçıların bahse konu taşınır veya taşınmazı mirasbırakanın ölümüyle birlikte kazanmasına engel değildir.

VI. Vakıf Mütevelli Heyeti Üyeliği Sıfatı Miras Yoluyla Geçer mi?

Hayır. Her ne kadar tereke kural olarak ölenin malvarlığına eşit ise de ölümle birlikte mirasçılara yalnızca mirasbırakanın devir ve intikal edebilen özel hukuk ilişkileri geçer. Mirasbırakanın şahsına bağlı olanlar ise ölüm ile sona erer. Vakıf mütevelli heyeti üyeliği de mirasbırakanın şahsına sıkı sıkıya bağlı bir haktır ve miras yoluyla geçmesi yahut ölüme bağlı bir tasarrufla devri mümkün değildir. Bu nedenle, bu sıfatın mirasbırakanın ölümünden sonra onun tayin edeceği bir kişi tarafından üstlenilmesi arzulanıyorsa, bu ancak sağlığında vakıf senedinde yapılacak bir değişiklik ile mümkündür.

VII. Mirasbırakanın Vergi Borçlarından Mirasçıların Sorumluluğu Nedir?

Külli halefiyet prensibi gereği, mirasbırakanın terekesindeki hak ve alacaklar gibi, borçlar da mirasçılara geçer. Mirasçılar kural olarak, bu borçların tamamından müteselsilen ve kişisel olarak sorumludur. Bunun anlamı, miras payından bağımsız olarak her mirasçının tereke borçlarının tamamından şahsi malvarlıkları ile sorumlu olmasıdır. Kuşkusuz, borcun tamamını ödeyen mirasçı, diğer mirasçılara miras payları oranınca rücu edebilecektir.

Öte yandan, mirasbırakanın vergi borçları bakımından bu kurula bir istisna getirilmiştir. Buna göre, ölüm halinde mükelleflerin vergi borçları, mirası reddetmemiş yasal ve atanmış mirasçılarına yalnızca miras hisseleri oranında geçer. Dolayısıyla her mirasçı, mirasbırakanın vergi borçlarından sadece kendi miras payı nispetinde sorumludur.

VIII. Mirasçıların Vasiyetname ve Miras Sözleşmesine [Ölüme Bağlı Tasarruflara] İtiraz Hakları Var mıdır?

Mirasçılar, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufta bulunduğu andaki ehliyetsizliği, irade sakatlığı, tasarrufun hukuka ve ahlaka aykırılığı ile şeklen noksan olması sebeplerinden herhangi birini ileri sürerek ölüme bağlı tasarrufun tümüne veya bir kısmına karşı iptal davası açmak suretiyle tasarrufun iptalini isteyebilir.

IX. Vasiyetname ile Saklı Payı İhlal Edilen Mirasçının İtiraz Hakları Nelerdir?

Vasiyetname [ya da miras sözleşmesi] ile saklı payı ihlal edilen mirasçı, ölüme bağlı tasarrufun iptalini talep edebileceği gibi, tenkis davası da açabilir.

Uygulamada çoğunlukla tek bir davada bu taleplerin her ikisi de terditli olarak ileri sürülür – örneğin; “Vasiyetnamenin iptal edilmesini, iptal talebimin kabul edilmemesi halinde saklı payıma tecavüz eden kısmın tenkisini talep ederim.” şeklinde.

X. Tenkis Davası Nedir? Miras Hukukunda Tenkis Ne Anlama Gelir?

Tenkis davası, saklı pay sahibi mirasçıların miras hakkına mirasbırakan tarafından yapılan tecavüzün giderilmesi ve mirasbırakanın yaptığı tasarrufun kanuni sınırlar içerisine çekilmesi için açılan bir miras hukuku davası türüdür. [Saklı pay sahibi mirasçılara ilişkin bilgi için serinin III. yazısını inceleyebilirsiniz.]

Tenkis talebinin kabul edilmesi halinde, mirasbırakanın saklı payı ihlal eden ölüme bağlı tasarruflarının tenkisi yapılabileceği gibi, ölmeden önce yapmış olduğu bazı sağlararası tasarrufları da tenkise konu olabilir. Şayet mirasçılar ve üçüncü kişiler lehine yapılmış ölüme bağlı tasarrufların tenkisine rağmen saklı paylar sağlanamazsa, mirasçılar ve üçüncü kişiler lehine yapılmış sağlararası kazandırmaların tenkisi yapılır. Bu takdirde dahi saklı pay sağlanamadığında, son sırada kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflar lehine yapılmış ölüme bağlı ve/veya sağlararası kazandırmalar tenkis edilir.

XI. Vasiyetnamenin İptaline İlişkin En Sık İleri Sürülen Sebepler Nelerdir?

Uygulamada -özellikle de saklı payı ihlal edilen mirasçılar tarafından- sıklıkla ileri sürülen iptal sebebi, mirasbırakanın vasiyetnamenin yapıldığı tarihte temyiz kudretinin [ayırt etme gücünün] bulunmadığı yönündedir. Zira geçerli bir vasiyetname için yasanın aradığı şartların başında ayırt etme gücüne sahip olmak gelir.

XII. Mirasçılar, Mirasbırakanın Hayatta İken Yaptığı Tasarruflara İtiraz Edebilir mi?

Mirasbırakan henüz hayatta iken mirasçıların diğer özel hukuk ilişkilerinden kaynaklanan hakları olmadığı sürece, mirasbırakanın mal varlığı üzerinde hiçbir hakları yoktur. Zira mirasçı ve mirasbırakan sıfatları ancak ölüm veya kanunda belirlenmiş ölüme benzer durumlarla kazanılabilir.

Dolayısıyla, mirasbırakanın hayatta iken yaptığı tasarruflar ilgili kanun ve sözleşmelere uygun olmak kaydıyla gelecekteki mirasçılarını bağlamaz. Ancak mirasçılar mirasbırakanın hayattayken yaptığı tasarruf işlemlerini mirastan mal kaçırmak amacıyla yaptığını kanıtlayabilirse, uygulamada muris muvazaası davası olarak bilinen davayı açarak bu tasarruf işleminin iptalini talep edebilir.

XIII. Mirasbırakanın Sağ Kalan Eşinin Mal Rejiminden Kaynaklanan Hakkı Var Mıdır? Bu Hak ile Miras Hakkı Nasıl İşler?

2002 yılından itibaren, eşler arasındaki mal rejimi [aksi kararlaştırılmadıkça] “edinilmiş mallara katılma” rejimidir. Evlilik ölümle sona erdiğinde de sağ kalan eşin bu rejimin tasfiyesi nedeniyle terekeden alacak hakkı doğar. Yani, ölen eşin evlilik sırasında edindiği mallar ile sağ kalan eşin evlilik sırasında edindiği mallar arasındaki değer farkının yarısı kadar para alacağını, sağ kalan eşin terekeden alması gerekir.

Bu alacağı aldıktan sonra terekenin kalanı, sağ kalan eşin de dahil olduğu mirasçılar arasında paylaştırılır. Özetle, evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi halinde önce mal rejimi tasfiye edilir; ardından geriye kalan terekenin paylaşımı yapılır. Eşin mal rejiminden kaynaklanan hakkı ile miras payı hakkı, birbirlerinden bağımsız olarak varlıklarını sürdürür.