Loader
  • 2021 April 30
  • 6 dakika okuma süresi
  • Dinle

İcra Hukuku Yazı Dizisi-1: Borçlular Aleyhine İhtiyati Haciz Kararı Alınması

İcra Hukuku Yazı Dizisi-1: Borçlular Aleyhine İhtiyati Haciz Kararı Alınması

İhtiyati haciz, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ["İİK"] uyarınca gerçek veya tüzel kişilerin para alacakları için talep edebilecekleri bir geçici hukuki koruma türüdür. Bu kurum sayesinde, vadesi gelmiş fakat rehinle temin edilmemiş borçları güvence altına almak için borçlunun malvarlığı dondurulabilir ve böylelikle borçlu borcunu ödemeye zorlanabilir.

İhtiyati haciz talep edilebilmesi için şu üç şartın bulunması gerekir. 

1. Söz konusu borç para borcu olmalıdır.

Yabancı para borçları için de ihtiyati haciz kararı verilebilir. Bu durumda ihtiyati haciz talebinde bulunulurken yabancı para borcu Türk Lirasına çevrilmelidir.

2. Alacak rehinle teminat altına alınmamış olmalıdır.

Söz konusu borç rehinle temin edilmişse kural olarak ihtiyati haciz talep edilemez. Bununla birlikte, “önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapma zorunluluğu” olmayan hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir [İİK md.45]. Eğer borcun sadece bir kısmı rehinle teminat altına alınmışsa, borcun rehni aşan kısmı için ihtiyati hacze karar verilmesi mümkündür.

3. Borcun vadesi gelmiş olmalıdır [İİK md.257/2’de yer alan istisnalar dışında].

Kural olarak vadesi henüz gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz kararı verilemese de, kanunda birkaç istisna öngörülmüştür. İlk istisna borçlunun belirli bir yerleşim yeri bulunmamasıdır. Bu durum iletişim kurulabilecek adres bulunmaması olarak anlaşılmalıdır. Diğer bir istisna hali ise borçlunun yükümlülüklerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanması yahut kaçması ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunması halidir.

Mahkemeden İhtiyati Haciz Kararı Alınması

İhtiyati haciz talebi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu [“HMK”] ve İİK md.50 ve md.258 f.1 hükümlerine göre yetkili mahkemeye sunulacak bir dilekçe ile başlatılmalıdır. Diğer taraftan, halihazırda görülmeye devam edilen bir dava varsa, ihtiyati haciz alacaklı / talepte bulunan tarafından sadece davaya bakan mahkemeden istenebilir.

Davacı dilekçede ihtiyati haciz gerekçelerini destekleyen kanıtlar sunmalı ve ayrıca dahil edilmesi gereken temel unsurları da dilekçeye eklemelidir. Yaklaşık ispatın gerçekleşmesi mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermesi için yeterlidir ve Yargıtay uygulamasında yaklaşık ispat olarak alacak talebinin haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmesi aranmaktadır. Her ne kadar her olayda somut olayın şartlarına göre incelenmesi gerekse de, genel olarak çek, senet ve/veya borç ikrarı içeren belgeler gibi borç ilişkisi ile birlikte sorumluluğu kanıtlayan her türlü delil geçerli kabul edilmektedir. Buna karşılık, karşı tarafın onayını/imzasını içermeyen, tek tarafça hazırlanmış fatura gibi belgeler yetersiz sayılacaktır.

İhtiyati haciz talepleri basit yargılama usulüne tabiidir. Bunun anlamı, tarafların karşılıklı yazılı beyanlarda bulunmasıyla [dava, cevap, replik, düplik] iki aşamada gerçekleşebilen yazılı yargılama usulünün aksine, sadece dava ve cevap dilekçesi sunulabileceğidir. Hâkim, borçlunun dinlenmesinin ihtiyati haczin amacını bertaraf edeceğini düşünüyorsa, borçluyu dinlemeden de ihtiyati hacze karar vermesi mümkündür.

Olası Zararlar İçin Teminat

Mahkeme genellikle alacaklı / talepte bulunanın, hacizde haksız çıkması ihtimalinde borçlunun ve üçüncü kişilerin bu nedenle uğrayacakları olası zararlara karşı teminat göstermesine karar verir.

Buna göre, [i.] alacak bir ilama dayanıyorsa teminat aranmaz; [ii.] alacak ilam niteliğinde bir belgeye dayanıyorsa mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder; [iii.] belirtilen haller dışında, mahkeme alacaklı / talepte bulunan belirli bir miktar teminat göstermeden ihtiyati tedbire karar veremez. Uygulamada teminat genellikle uyuşmazlık konusu alacağın yaklaşık %15’ine karşılık gelir.  

Yukarıda belirtilen koşullar yerine getirildiği takdirde mahkeme, ihtiyati hacze karar vermek zorundadır. İhtiyati haciz talebinin reddedilmesi durumunda, alacaklının Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurması mümkündür. Bu halde Bölge Adliye Mahkemesi başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.

Tüm bunlara ek olarak, kesin olmayan özü nedeniyle, koşulların ve delillerin değişmesi halinde yeni bir ihtiyati haciz talebinde bulunulabilir. 

İhtiyati Haciz Kararının İcrası

Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde ilgili icra dairesinden kararın icrasını istemek zorundadır. Aksi takdirde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar.

İhtiyati haciz, borçlunun malları üzerinde “dondurucu” etkiye sahiptir ve alacaklı / talepte bulunanın, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmediği sürece, yalnızca haciz işlemlerini gerçekleştirmesini sağlar. Bu da alacaklının, borcunu karşılaması için “dondurulmuş” malların satışını isteyemeyeceği anlamına gelir. İstisnai hallerde icra memuru malların satılmasına karar verebilir – örneğin malın değeri hızla düşüyorsa veya muhafazası masraflı olacaksa. Ancak bu durumda, satıştan elde edilen bedel alacaklı / talepte bulunana ödenmeyecek ve güvenilir bir bankaya veya icra dairesinin veya mahkemenin kasasına depo edilecektir.

İhtiyati Haciz Kararına İtiraz

Borçlu, sadece ihtiyati haciz kararının kendisi dinlenmeden/yokluğunda verildiği ihtimalde 7 gün içinde karara karşı itiraz etme hakkına sahiptir. İtirazında yalnızca mahkemenin yetkisine, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere ve/veya alacaklı tarafından verilen teminatın miktarına dayanabilir.

Bunun yerine borçlu, asıl borcu ve masrafları karşılayacak miktarda teminat göstererek mahkemeden ihtiyaten haczedilen malların kendisine bırakılmasını isteyebilir. Bunun için alacaklının rızası aranmaz.